Daha önce Carlos Ghosn özelinde yaşanan skandaldan yola çıkarak kurumsal tarihte yaşanan farklı skandalları incelemiş ve iş etiğinin önemine vurgu yaparak ayrı bir yazıda bu konuyu detaylı inceleyeceğimizi belirtmiştim (yazıya ulaşmak için tıklayınız). Dilerseniz bu yazıda olayların magazinsel tarafını bir kenara bırakıp akademik olarak ‘etik’ ve ‘iş etiği’ kavramlarını inceleyelim.
Bir disiplin olarak ‘etik’in konusu insanın eylemleridir. Protogoras’ın (M.Ö. 480) iyinin öznel olduğunu ifade eden şu sözleri bilgi felsefesinin yanında etik tarihinin de ilk önermesi olmuştur: “İnsan her şeyin ölçüsüdür”. Yani bütün davranışlarımıza esas aldığımız bireysel “iyi” pozitif anlamda insan zihninin ürünüdür ve bir grup insan bir araya gelerek sosyal bir yapı oluştuğunda ortaya konan ahlaki kurallar da bundan türemektedir. Protogoras etik biliminde bireye bağlı öznelliği ilk öne süren kişidir; ona göre “göreceli” değerlendirmelerin yapılması bir etik prensibi olarak ortaya çıkmaktadır. Yani sosyal ahlakın kanunları değişkendir ama sosyal koşullar değiştikçe farklı zaman ve toplumlarda farklı etik kurallarının geçerli olması doğaldır. Bu görecelilik prensibi, yanlışlıkla veya bilerek insan öldürmenin, kasten ya da aç kalan birinin bir somun ekmek çalmasının farklı yer ve zamanlarda farklı değerlendirilmesini doğal hale getirir.
Etik kavramı üzerine yapılan tartışmalarda davranışa ilişkin ön kabul bireyin bilinçli olarak hareket ettiğidir.
Etik, psikoloji veya sosyoloji gibi sadece insanın eylemlerini gözlemlemek ya da açıklamak ile ilgili değildir. Bu yönüyle etik betimsel olmanın yanısıra normatiftir de. İnsanın eylemlerini değerlendirmek ve bu yolla onaylamak ve onaylamamak için kullanılmaktadır.
İş etiği ise etiğin bir alt kümesi olup, iş dünyasındaki etik sorunları inceler, davranışlara rehberlik etmek üzere kurallar geliştirmeye çalışır. İş etiği, işletmelerin ürün ve hizmet üretme ve dağıtma aşamalarında gerek örgüt gerekse birey/çalışan düzeyinde davranışların etik boyutları ile ilgilenir ve bu davranışlara ilişkin yol gösteren kuralları kapsar.
Etik gibi, iş etiği de “normatif” ve “betimleyici” olarak ikiye ayrılır.
Betimleyici iş etiği, iş dünyasında var olan ilişkilerin ahlaki boyutunu ve sorunlarını inceler, tutum ve davranışlarını ortaya çıkarmaya çalışır. Yani, mevcut ve yaygın olan etik içerikli davranış türleri üzerinde durur. Bunların olası nedenlerini incelemeye çalışır. Bu yönü ile çözümleyici (analitik) bir yaklaşım içerir.
Normatif iş etiği ise etik değerler – ilkeler çerçevesinde iş etiğine uygun kararların, eylemlerin ve davranışların neler olması gerektiğini irdeler ve bu kapsamda iş etiği kurallarını belirlemeye çalışır.
Bundan 2.500 yıl önce insanı her şeyin ölçüsü olarak gören bir anlayıştan yola çıktığımda odağında insan olan bir mesleğin mensubu olmak bugün bana çok daha anlamlı geliyor.