İş yaşamında kadın ve erkeklerin davranışları arasındaki farkların, özellikle de yöneticilik pozisyonunda olanların karar alma süreçlerinde ortaya koydukları farklı yaklaşımların hem akademik alanda hem de pratikte sıklıkla üzerinde durulmaktadır. 1982 yılında ortaya atılan ilgi etiği tanımlaması bu çalışmalarda çığır açan bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle ilgi etiği kavramını ortaya atan Carol Gilligan’ı ardından da bu kavramın ne tür bir yaklaşım sunduğunu tanımaya çalışalım.
Carol GILLIGAN 1936 yılında New York’ta dünyaya gelmiştir. 1958 yılında Swarthmore College’dan İngiliz Edebiyatı bölümünden lisans derecesini tamamlamış ve sonrasında 1961’de Radcliffe College’da klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmıştır. Çalışmalarına Harvard Üniversitesi’nde devam eden Gilligan, 1964 yılında sosyal psikoloji alanında doktora derecesini almıştır.
1982 yılında yayınlanan kitabı In a different voice (Farklı Bir Sesten) ile yeni bir ahlaki gelişim modeli öneren Gilligan, bu kitabında ahlaki gelişime yönelik ortaya koydukları ile kendisinden önce ahlaki gelişim üzerine çalışmalar yapan Piaget ve Kohlberg (Kohlberg ile ilgili yazımı okumak için tıklayınız) gibi araştırmacıların göz önünde bulundurmadıkları bir hususu –kadınların ahlaki gelişimi- ortaya koymuştur. Kendi alanında bir devrim yaratan bu kitap Harvard Üniversitesi tarafından ¨Devrim yaratan küçük kitap¨ olarak tanımlanmıştır. Gilligan 1996 yılında Time dergisi tarafından ¨En Etkili 25 Amerikalı¨dan biri olarak seçilmiştir.
Halen New York Üniversitesi’nde dersler veren Gilligan’ın akademik yayınlarının yanı sıra, Kyra adında bir romanı ve oğluyla birlikte kaleme aldığı ¨The Scarlet Letter¨ adlı bir de oyunu bulunmaktadır.
Gilligan 1982 yılında yayınladığı kitabında kendisinden önceki çalışmalara farklı bir açıdan yaklaşmakta ve o güne dek sorulmamış olan bir soruyu sormaktadır. Bu soru ahlaki gelişim üzerine yapılan çalışmalarda kullanılan örneklemin erkeklerden oluşmasının bir sorun yaratıp yaratmadığı, kadınların da dahil edileceği bir örneklem grubunun farklı bir sonuç doğurup doğurmayacağıdır.
Gilligan, erkeklerin herhangi bir ahlaki konuda hüküm verirken adalet duygusu ve bireysel özerklik ile hareket etmelerine karşın, kadınların ise insanlar arası ilişkileri önemsemelerinin bir neticesi olarak, merhamet ve acıma duygularıyla hareket ettikleri kanaatindedir. Kadın ile erkeğin biyolojik, zihinsel ve duygusal farklılıklarına vurgu yapması sebebiyle, aynı zamanda eski radikal feminist akımlara karşı olan bu yaklaşıma göre, etik cevaplar, kadınlar ve erkeklerde önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Kadınlar, ahlaki kararlar alırken haklar ve bireysel özerklik çerçevesinde değil, bağlam odaklı düşünürler. Kadınlar, kişilik gelişiminde ve dolayısıyla dünyayı anlamlandırmalarında, ilişkileri önemseyişleriyle kendi bireysellikleri arasında denge kurmaya çalışmakta ve bu konuda bir ikileme düşmektedirler. Yani kadınlar, erkeklerden farklı olarak, kendi ihtiyaçları ile başkalarının ihtiyaçları arasında tercihler yapmak zorunda kalmaktadır. Gilligan adalet ve haklarla ilişkili etik anlayışı ile ilgi ve sorumlukla ilgili etik anlayışını birbirinden ayırarak, etik karar vermede daha bağlamsal, ilişki odaklı ve duygu merkezli bir etik karar verme yaklaşımı olan ilgi etiğini ortaya koymuştur.
Gilligan’ın tanımladığı bu farklı ses WomenCorporateDirectors (WCD)’nin Türkiye Başkanı Ayşegül Dicle Aydın’ın şu cümleleri ile iş hayatındaki karşılığını bulmaktadır:
”Mükemmel multi-tasking, olaylara 360 derecelik bir spektrumdan yaklaşmak, dinlemeye daha açık olmak ve eleştiriden öğrenmek/ders çıkarmak, karşı taraf ile empati kurmak, sürekli yeni şeyler öğrenmeye açık olmak, değişimi daha istekli bir şekilde kucaklamak, daha esnek olmak ve dolayısıyla daha hızlı adapte olabilmek, daha az bencil olmak ve özveride bulunmaya daha gönüllü olmak, olaylara, konulara stratejik ve analitik boyutta yaklaşırken insani boyutu da ihmal etmemeyi başarmak, ait olduğu kurum ve/veya insanlara karşı daha sadık olmak, sorgulamaya cesaret etmek ve hata yapmaktan erkek kadar korkmamak. Kadın yöneticide yoğun gözlemlenen bu özellikler topluluğunun, kısa, orta ve uzun vadede kurum, kuruluş, politik çevrelere en büyük katkısı farklı nefes ve görüş, çeşitlilik içeren bir vizyon, alışılmıştan uzak uygulamalar ve “yeni” olanı doğru yorumlayarak faydaya çevirebilmek oldu. Kadın liderler gücü ve bilgiyi paylaşıyor, katılımı destekliyor, insanların kendilerine verdikleri değeri artırıyor ve işleriyle ilgili heyecan duymalarını sağlıyorlar.”
Yararlanılan Kaynaklar:
- ALTINTAŞ, M. E. (2014). Ahlak Eğitimine Feminist Bir Yaklaşım: Özen Yaklaşımı. Bilimname: Düşünce Platformu, 2014(1).
- Çam, Z., Çavdar, D., Seydeoğulları, S., Çok, F. (2012). Ahlak Gelişimine Klasik ve Yeni Kuramsal Yaklaşımlar. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 12 (2), 1211-1225
- Gilligan, C. (1977). In a different voice: Women’s conceptions of self and of morality. Harvard educational review, 47(4), 481-517.
- Gilligan, C. (1982). In a different voice. Harvard University Press.
- Gilligan, C. (1986). Reply by Carol Gilligan. Signs, 11(2), 324-333.
- Aydın,A. (2013) Çeşitlilik Hayat Kurtarır. Harvard Business Review.