Yedekleme Sorunsalı

yazi_136HSBC, Barclays, Deutsche Bank, Royal Bank of Scotland, UBS, ING, Intesa Sanpaolo, UniCredit, Credit Suisse, Societe Generale, BBVA, Lloyds Banking Group, Banco Santander, Standard Chartered, BNP Paribas. Bu saydıklarım Avrupa’nın en büyük 15 bankası arasında yer alıyor. Sizce bu bankaların yönetim kurullarının ana gündem maddeleri arasında yer alan başlıklar nelerdir?


Hiç şüphesiz ki Coronavirus’ün yarattığı durumun dünya ekonomisine etkisi gündemin üst sırasında yer alıyor. İklim değişikliği, big data, teknolojik dönüşüm, negatif reel faiz gibi diğer konular da her ne kadar Coronavirüs etkisi ile ikinci planda kalsa da önemini koruyor.

Tüm bu bankaların en önemli gündem maddelerinden biri de doğrudan İK’cıları ilgilendiren bir konu: yedekleme planları. Bu kadar büyük bankaların yönetici bulmada ya da tutmada çok da zorlanmayacaklarını düşünebilirsiniz ama gerçek hayat hiç de düşündüğünüz gibi değil. Gün geçmiyor ki uluslararası finans dünyasında CEO değişimine yönelik bir haber çıkmasın. Aşağıda yer alan grafikte de göreceğiniz üzere 2008 ekonomik krizinden bu yana -2020 yılı içinde kesinleşen değişimler de göz önüne alındığında- yukarıda saydığım bankalardan 6’sı 4., 3’ü de 3. CEO’sunu görecek. Geriye kalan 6 banka da bu süreçte bir kez CEO değiştirdi. Diğer bankaların da arayışları sürüyor.

yazi_136_1

Devam eden bu arayış sürecinde sektör temsilcilerinin en büyük sorunu üst yönetim aday havuzunun ‘sığ’ olması. 2008 ekonomik krizinden sonra banka yönetimlerine atananların devri dolmuş gibi görünüyor. Artık istenen banka yönetici profili farklı. Negatif reel faiz ortamında maliyetlerin düşürülmesi ve otomasyona hız verilmesi en büyük beklenti. Ek olarak son dönemde uluslararası bankacılık sektöründe yaşanan skandallar sonrası yönetim kurulları daha mütevazı, abartısız, lider ve fakat gösterişsiz yöneticiler peşinde.

Küresel ekonomik pazarda yetenek mobilitesinin arttığı bir dönemde ülkeler arası yönetici transferinin de zor olmayacağını düşünebilirsiniz. Bu noktada da karşımıza beklentinin tam tersi bir durum çıkıyor. Avrupa’ya Amerika’dan aday çekmek neredeyse imkansız. 2018 yılında İngiltere’deki 5 büyük banka yöneticisinin toplam kazancı neredeyse ABD’deki bir banka yöneticisinin kazancı ile eşit. Hal böyle olunca da yetenek hareketliliğinden bahsetmek imkansız hale geliyor. Yönetim kurulları için de dünyadaki en iyi adayı değil mevcut seçenekler içindeki en iyiyi seçmek zorunlu bir karar haline geliyor.

İster uluslararası bir şirkette ister daha küçük bir firmada olsun İK’cıların stratejik olarak katma değer yaratabildikleri en önemli konulardan biri yedekleme planları. Dolayısıyla İK’cıların etkili bir yedekleme planı oluşturabilmek için şu üç hususa önem vermesi gerekiyor:

  • Şirketin değer yaratma sürecini bilmek,
  • İşin geleceğine ve geleceğin gerektirdiği yetenek profiline bugünden çalışmak,
  • İçerden ya da dışardan profile uygun aday havuzu oluşturarak gelişime odaklanmak
Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s