İş Hayatında Kadınlar

yazi_127Hatşepsut. Antik Mısır’ı milattan önce 1473 – 1458 yılları arasında 25 yıl yöneten ve firavun unvanını alabilen birkaç kadından biri. Yönetim döneminin barış içinde geçtiği ve bu dönemde Mısır’ın kalkınmasına yönelik inşaat faaliyetlerinin yürütüldüğü biliniyor. Deir El-Bahari bölgesine yaptırdığı muhteşem tapınak döneminin en önemli yapısı. Hatşepsut erkek yönetiminin egemen olduğu dönemde kadınlığını gizlemek zorunda kaldı, heykellerinde ve resimlerinde hep bir sakal ile resmedildi. Öldükten sonra tüm yaptıkları adeta Hatşepsut’u tarihten silmek adına yerle bir edildi. Mısır tarihinin bu önemli kadın firavununun mumyası tesadüf eseri ölümünden yaklaşık 3.500 yıl sonra bulundu.

Stéphanie Frappart. Hatşepsut’un ölümünden 3.476 yıl sonra, erkeklerin egemen olduğu futbol dünyasında UEFA’nın en önemli organizasyonlarından biri olan ve İstanbul’da oynanan Süper Kupa finalinde görev alan ilk kadın hakem olarak tarihe geçti. Bu görevlendirme, futbol tarihinde bir devrim olarak lanse edilse de elektronik cihazlara (Video Hakem Uygulaması) kadınlardan çok daha önce güvenilmeye başlanmış olduğunu da belirtmemiz gerekiyor.

Hatşepsut ve Stéphanie Frappart. 3.500 yıl arayla kadınlar için konan cam tavanları yıkan, erkek egemen ortamlarda başarı gösteren bu iki kadının hikayesi ne yazık ki kadınlara profesyonel ve siyasi hayatta verilen değerde kat edilen yolun birkaç arpa boyundan ileriye gitmediğinin bir göstergesi. Uluslararası Çalışma Örgütü ve Gallup işbirliği ile hazırlanan rapor kadın istihdamına yönelik önemli bilgiler veriyor. Kadınların küresel olarak iş gücüne katılım oranı %49 iken erkeklerde bu oran %75. Yapılan çalışmaya katılan kadınların %70’i bir işte çalışmak istediklerini belirtirken iş gücüne katılımın önündeki en büyük engeller ise kadınlardan beklenen roller, iş-aile dengesinin gözetilmemesi, güvenli ulaşım imkanlarına erişim zorluğu ve aile bireyleri için ulaşılabilir bakım hizmetlerinin eksikliği olarak ortaya çıkıyor. Bu sonuçlar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için de benzerlik gösteriyor.

Diğer taraftan iş hayatına katılabilen kadınlar ise eşit ücret alamamaktan, kadınların yoğun olduğu meslek gruplarının değersiz görülmesinden mustarip. Bu sonuçlar bize açıkça gösteriyor ki kadınlar çalışma hayatında yer almak istiyor ancak mevcut sosyo-ekonomik engeller kadınları iş gücünün dışında tutuyor. Biz İK’cıların geliştireceği politikalar bu engellerin aşılmasındaki en büyük etken. Unutmayalım ki kadınların iş gücüne katılımı sadece onlar ve aileleri için değil küresel ekonomi için de büyük önem taşıyor.

*Bu yazı Emine Bulut cinayeti sonrasında yazılmıştır. Kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımı kadınlara verilen değerin artmasına imkan verecek, dolaylı da olsa kadın cinayetlerinin son bulmasında bir aracı etkisi olacaktır.

Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s