Bir süredir ülkemizin gündemini ekonomik gelişmeler yoğun bir şekilde işgal ediyor. Artan döviz kurları, Merkez Bankası’ndan beklenen faiz artırımları, geç likidite penceresinden fonlanan bankalar, borsanın destek ve direnç noktaları gibi daha birçok gösterge hepimizin rutin olarak takip ettiği haberler haline geldi. Farklı şekillerde dışa bağımlı olan değer yaratma sürecimiz başta enflasyon oranları olmak üzere makroekonomik göstergelerimizde dengelenmesi zaman gerektiren bozulmalara yol açıyor. Tüm bu baş döndüren gündeme gelin bir de İK’cı gözüyle bakarak makroekonomİK bir değerlendirme yapalım. Sonrasında da sadece insan kaynağı ile ülkemize milyonlarca dolarlık yatırım çeken bir örneği inceleyelim.
Farklı işletmelerde mesleğin gereklerini yerine getiren biz İK’cılar mikro anlamda insan kaynaklarımızı yönetirken bizler için en büyük yetenek havuzu olan ülkemizin yetiştirdiği insan kaynağını da makro anlamda takip etmek durumundayız. ‘İşveren Markası’ndan Bir Adım Ötesi: Meslek Markası’ başlıklı yazıda (yazıya ulaşmak için tıklayınız) bu tür bir bakış açısının işveren markası yatırımlarımızın makro anlamda ülkemizin mikro anlamda da hizmet verdiğimiz şirketlerimizin sürdürülebilir başarısına nasıl katkı sağlayacağına dair bir örneği okuyabilirsiniz.
Ülkemiz üniversiteleri dünyanın her yerinde rekabet edebilecek yetkinlikte mühendisler yetiştiriyor. Birçok üniversitede kurulu teknokentlerde faaliyet gösteren şirketler her yıl milyonlarca dolar değerinde ihracat gerçekleştiriyorlar. Sadece ODTÜ Teknokent şirketleri 2017 yılında 1.3 Milyar Dolarlık teknoloji ihraç ettiler. Bunun yanı sıra öyle şirketler var ki sadece ürün ve hizmet ihraç etmekle kalmıyor ülkemize doğrudan yatırımcı da çekiyorlar. Günümüz şartlarında ülkeye doğrudan yatırımcı çekmenin ne kadar değerli olduğunu sanırım ayrıca anlatmaya gerek yok. Çok kısa bir süre önce Gram Games’in 250 Milyon Dolarlık satış hikayesini sizlerle paylaşmıştım (yazıya ulaşmak için tıklayınız).
Bugün de yine insan kaynağına dayalı benzer bir başarı hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Şirketin adı OpsGenie. 2012 yılında ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği mezunu olan ve aylar önce benim de büyük bir heyecan ile tanışma fırsatı bulduğum Berkay Mollamustafaoğlu tarafından ABD’de kurulmuş. İlk yatırımını 2016 yılında alan şirket 7 gün 24 saat çalışır durumda olması gereken yazılımlarda oluşacak herhangi bir hata durumunda doğru kişileri doğru iletişim metodlarıyla uyararak problemin en kısa sürede ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. SaaS (Software as a Service) olarak bulut ortamında sunulan bu yazılım ürününün tüm geliştirme faaliyetleri Ankara’da ODTÜ Teknokent’te kurulu olan ofiste görev yapan Türk mühendisler tarafından yürütülüyor. OpsGenie geçen hafta 295 Milyon dolara Atlassian şirketine satıldı. Bu yolla toplam piyasa değeri 20 Milyar Doları bulan Atlassian ODTÜ Teknokent şirketlerinden birisi haline geldi.
OpsGenie ve benzeri diğer örnekler makro yetenek havuzunun vizyoner liderler ve doğru İK politikaları ile yönlendirildiğinde ekonomiye sağlayacakları katkı açısından potansiyelimizi ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, potansiyeli performansa dönüştürmenin ustaları olan biz İK’cıların ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkının farkında olarak işe başladığı her gününün çok değerli olduğunu düşünüyorum.