İnsan Olmak

inner-lightHer gün yanından geçtiğim parkın kenarında tüm ihtişamıyla açmış çiçekleri ile baharı selamlayan vişne ağacını görünce anladım hayatın devam ettiğini. Ve ondan sonra fark ettim terörün, ölümlerin ve insana hiç yakışmayan olayların inadına kafamı yerden kaldırıp ´Nerede kalmıştık?´ diye sormak gerektiğini. Sadece soruyu sormak bile yetti hala güzel şeyler olabileceğine dair kendimi ikna etmeye. Uzun süredir yazamadığım satırlar da kendiliğinden akmaya başladı.

Önce serebral palsili Adil Can’ın hikayesini izledim. Hayata herkesten çok daha geride başlayan bir insanın; ailesi, öğretmenleri, arkadaşları ve en önemlisi de kendi azmiyle nasıl ayakta durabildiğini; ayakta durmakla kalmayıp TEOG sınavında nasıl harikalar yaratabildiğini görmek sadece nefes alıyor olmanın bile bir şeyleri başarmak için yeterli olduğunu tekrardan hatırlamamı sağladı.

Sonra genç bir insan çıktı karşıma tüm doğallığıyla. İnsanlığını gizlemeden ve doğallığını bozmadan itiraf etti tüm herkesin imrenerek baktığı yere nasıl geldiğini. YGS birincisiydi konuşan ve bu sonucu beklemiyordu aslında. Bazıları sarfettiği sözleri çok eleştirmiş olsa da hayvan gibi çalıştığını itiraf ediyordu. Sosyal aktivitelere yer vermemişti hayatında ve benim de hatırladığım ilk sınav birincisi idi sosyal aktivitelere yer vermeyen. Ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse birinci olup bunu itiraf edebilen ilk kişiydi. Sosyal aktiviteleri olmasa da sosyal medyadan kopuk değildi. Kendisi için yapılan capsleri görmüştü. Her haliyle ben bir insanım ve bu işte de en iyi olacaksan böyle olur; başka türlüsü de mümkün değil diyordu. Çok sevdim ben Cemre Efe Karakaş’ı. İnsan olmanın doğal olmak anlamını geldiğini ve klişelerin ardına gizlenmenin bir şey ifade etmeyeceğini elde ettiği başarı ile yüzüme vurdu sanki.

Son darbe ise hiç beklemediğim bir yerden geldi. Nil Karaibrahimgil şu satırları ile insanlığın tarifini vererek kendime getirdi beni:

Bilgisayarda müzik yapmamıza yarayan logic programında ‘humanize’ diye bir seçenek var. Humanize, ‘insanlaştır’ demek. Bilgisayarın mükemmel çaldığı enstrümanları, insanlaştır tuşuna basarsan bozuyorsun biraz. Demek insan mükemmel değil. Demek bilgisayarlar bile bunu biliyor artık. E, o zaman biz insanların biraz rahatlayıp mükemmel olma derdinden kurtulmamızın ve insanlaşmamızın zamanı gelmiş…. Ve insanlar insanca hataları olduğu için güzel.

İş hayatında ne kadar da alışmışız hatalarımızı başkalarından gizlemeye. Aslında gizlediğimiz hatalarımız değil insanlığımız. Biriktirdiğimiz ise sadece mutsuzluktan ibaret. Bu mutsuzluklar biz geçemeyelim diye sanki her biri bir tuğla olup önümüze engeller örüyor.

İnsan kendinden ve gününün en güzel dakikalarını geçirdiği işinden başlamalı değişmeye. Aldığımız her sağlıklı nefes için şükredelim ve bir bir yıkalım o mutsuzluk engellerini. Klişelerin arkasına sakladığımız hatalarımızı çıkaralım küflenmeye mahkum ettiğimiz yerlerinden. Hafifleyelim yüklerimizden ve ayaklarımızla yere kök salarken bir ağaç gibi gökyüzüne yükselelim tüm insanlığımızla. Güneşi yakalamaya çalışalım içimizden parlayan ışığımızla.

Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Responses to İnsan Olmak

  1. Vildan dedi ki:

    Mükemmel bir yazı, Tebrik ediyor ayakta alkışlıyorum sizi Nazmi Bey. Hayatı anlamıyla yaşamak yada tadını çıkarmak için doğal olmayı, hatalarımızla kendimizi sevmeyi ve kendimizi olduğumuz gibi kabul ettiğimizde Dünyanın aslında ne kadar güzel ve yaşanılası bir yer olduğunu anlatmış hatta okurunuza yaşatmışsınız. Yazılarınızın ve başarılarınızın devamını diliyorum

    Beğen

Yorum bırakın