İlköğretim yıllarımızda münazara yarışmaları yapılırdı. Bir konunun zıt uçları iki farklı gruba verilir, grupların bu konuları tartışmaları ve karşı tarafı ikna etmeye çalışmaları istenirdi. Çocukluğumuzdan itibaren hayatımıza giren bu görüş ayrılıkları ve tartışmalar iş yaşamında da hemen her gün karşılaştığımız durumlardır. Örgütsel davranış alanında çatışma yönetimi olarak adlandırılan bu durum insan yaşamının kaçınılmaz bir gerçeğidir.
Peki çatışma nedir ve neden yönetilmesi gerekir?
Çatışma kavramı için birçok farklı tanım yapılmış olmakla beraber, çatışmayı iki ya da daha fazla kişi / grup arasında bağımlılığı olan işlerde çalışmanın gerekli olması ve taraflar arasındaki statü, amaç, değer ve algı farklılıklarından kaynaklanan anlaşmazlıklar olarak tanımlayabiliriz.
Çatışma yönetimi ile ilgili bugüne kadar bir çok görüş ortaya atılmış. Klasik görüş olarak adlandırılan ilk dönemlerde çatışmanın her türlüsünün kurumlar için kötü olduğu ve mutlak surette kaçınılması gerektiği vurgulanmıştır. Yönetim anlayışında insan ilişkileri yaklaşımının girmesi ile de çatışmanın kaçınılmaz olduğu ve hatta performansı artırıcı bir etkisi olabileceği de düşünülmüştür. Modern yaklaşımda ise çatışmanın kurum performansı için gerekli olduğu belirtilmiştir. Birbirleriyle uyumlu, huzurlu, rahat ve işbirlikçi gruplarda bu rahatlığın etkisiyle statik bir yapının hakim olabileceği ve bunun da gelişim için gerekli yaratıcı düşünceye ters olduğu savunulmuştur. Bu nedenle de yöneticilerin performansı artırmak için belli düzeyde bir çatışmanın sürekli olarak kurumda varlığını sağlamaları gerektiğinden söz edilmektedir.
Bu durumda yöneticinin, yandaki grafikte görülen optimum çatışma düzeyini sağlayabilmesi ve çatışmanın işlevselliğinden emin olabilmesi için aşağıdaki dört soruya ‘hayır’ cevabını verebilmesini beklemek gerekir:
- Çatışmanın tarafları çatışmaya düşmanca bir tavırla mı yaklaşmaktadır?
- Sonuçlar örgüt açısından olumsuz mudur?
- Tarafların potansiyel kayıpları, potansiyel kazançlarından fazla mıdır?
- Örgüt amaçlarını gerçekleştirmek için kullanılması gereken enerji, çatışmaya mı harcanmaktadır?
Gelelim başlıkta yer alan söze. Bu sözü deneyimli bir yöneticimizden ilk duyduğumda çok hoşuma gitmiş ve bu konu ile ilgili mutlaka bir yazı yazmam gerektiğini düşünmüştüm. Muaalim Naci tarafından yazılan Lugat-ı Naci’de ‘barika’ kelimesine örnek olarak verilen ve tam olarak kimin söylediği bilinmese de çoğu zaman Namık Kemal’e atfedilen bu sözde şöyle denilmektedir:
‘Gerçeğin kıvılcımı, fikirlerin çatışmalarından çıkar.’
Küçük bir not: Bu yazının yayınlandığı tarih olan 17 Ocak 2016’da Prof.Dr.Vamık VOLKAN ülkeler ve kültürler arası çatışmaların çözümünde psikanalitik düşünceyi uygulama yöntemlerine katkısı nedeniyle Nobel’den sonra dünyanın en saygın ödüllerinden biri olarak kabul edilen Mary Sigourney ödülünü New York’ta aldı.
Yararlanılan Kaynaklar:
- Örgütsel Davranış, 2015. Halil Can, Öznur Azizoğlu, Eren Miski Aydın
-
Örgüt ve İnsan, 2006. Azize Ergeneli