İyi bir üniversitenin psikoloji bölümünden mezun olan Bilge’nin kendine koyduğu kariyer hedefi kurumsal bir firmanın İnsan Kaynakları ekibinde yer almaktı. Üniversiteden mezun olana kadar geçen süreçte iyi bir İK’cı olmak için alması gereken dersleri aldı, yetenek yönetimi, yetkinlik bazlı işe alım ve performans ölçüm teknikleri ve kariyer yönetimi gibi konular üzerine birçok kitap okudu. Mezun olduktan sonra endüstriyel psikoloji alanında bir yüksek lisans programını bitirmenin kendine koyduğu kariyer hedefine ulaşmada ve ileriye dönük iş hayatındaki başarısına olumlu yönde etki yapacağına karar vererek master programına kayıt oldu. Bir yandan da iş arayışına giren Bilge nihayet hedefine ulaştı ve hayalini kurduğu bir şirketin İK ekibine katılması için kendisine yapılan teklifi kabul etti.

Büyük bir heyecan ile işe başlayan Bilge bir süre çeşitli eğitimler aldıktan ve deneyimli İK’cıların gözetiminde bazı işleri yürüttükten sonra şirketin Ar-Ge departmanındaki açık pozisyonun doldurulması için İK ekibinin işe alım sürecindeki sorumluluğu kendisine verildi. O güne kadar birçok mülakata girmiş olan Bilge ilk defa masanın diğer tarafında olacak ve mülakat yapacaktı. Açık pozisyonun iş tanımı, gerektirdiği teknik bilgi ve yetkinlikleri büyük bir titizlikle inceleyen Bilge aday havuzundan bu pozisyon için uygun olan adayları seçti, mülakatlara davet etti ve yapılan değerlendirme sonucunda uygun bulunan bir aday için şirket içi onay aşamasına gelindi. Bu esnada yöneticisi Bilge’den onay aşamasında kullanılmak üzere bazı bilgileri derlemesini istedi:

• Adayın bu pozisyon için uygunluğunu destekleyen kişilik testleri, yetkinlik analizleri ve gelecek potansiyelinin detaylı değerlendirmesi
• Aday değerlendirme sürecinin maliyeti
• Seçilen adaya teklif edilecek ücret ve yan hak paketinin belirlenmesi için bütçe koşullarının uygun olup olmadığı
• Önerilecek ücret paketinin şirkete toplam maliyetinin ne olacağı (bunu hesaplarken adayın Ar-Ge departmanında görevlendirileceğini, bu nedenle bordro hesaplamaları üzerinden alınacak Ar-Ge teşvikleri ve Kurumlar Vergisi üzerinden yapılacak indirimi de dikkate almayı unutmaması gerektiğini vurguladı)
• Önerilecek ücretin karşılaştırma rasyolarının değerlendirmesi

Bilge için ilk maddede yöneticisinin istediği analizi yapmak çok kolaydı ve zaten büyük oranda hazırlamıştı ancak diğer maddelere çok anlam verememiş ve kafası karışmıştı. İnternette yaptığı kısa bir araştırma sonrasında sürecin maliyetini yaklaşık olarak belirleyebileceği bir yöntem buldu (activity-based costing kavramını ilk defa duydu) ve Muhasebe Departmanı’ndan yardım istemeye karar verdi. Bütçe şartları ve ücret paketi maliyeti için yaptığı araştırmada ise teşvikler hakkında bilgi sahibi oldu ve bordro biriminden yardım alması gerektiğini gördü. Son olarak ise önerilecek ücretin şirket içindeki diğer ücret seviyelerine göre konumunu belirlemenin yetenekleri elde tutmak için kaçınılmaz bir analiz olduğunu anlayarak ücret ve yan haklar birimi ile bir kahve içmenin hem raporunu hazırlamasına hem de yeni iş arkadaşları ile kaynaşmasına katkı sağlayacağını düşündü.

Bundan sonrası aslında kendisi için çocuk oyuncağıydı. Bir İK’cı olarak iletişim becerileri çok iyiydi ve yardım alması gereken kişilerle iyi bir diyalog kurabileceğinden emindi. Kısa bir süre içinde yöneticisine raporunu sundu ve seçtiği aday bir süre sonra iş teklifini kabul ederek işe başladı. Bilge kendisine verilen ilk görevi başarıyla tamamlamanın verdiği mutlulukla akşam internetin başına geçti. Her zaman ziyaret ettiği Society for Human Resources Management web sitesinde “How ‘Moneyball’ Measures Up as an HR Approach” başlıklı yazıyı okuduğunda yöneticisinin istediği ve kendisinin çok da anlam veremediği analizlerin ne işe yaradığını çok iyi anladı:

“İK’nın stratejik önemini sağlamlaştırması için mutlaka “veri analitiği”ni çok iyi kullanması ve üst yönetimin desteğini alabilmesi için atacağı her adımın şirketin finansal tablolarına etkisini açıkça göstermesi gerekmektedir.”

Ve Bilge kararını verdi: İlerde daha iyi bir İK’cı olmak ve üst yönetimin dilinden konuşmayı öğrenmek için muhasebe ve finans kitaplarını karıştıracak, maliyet hesaplamalarını öğrenecek ve atacağı her adımın şirketinin finansal göstergelerine etkisinin ne olacağını gösterebilmek için sadece İK’cı değil gerekirse biraz da finansçı olacaktı.