Don’t sell the steak, sell the sizzle (bifteği değil cızırtısını satın) sözü satışçıların mottosudur. Acaba insan kaynakları profesyonelleri için de satacak bir “cızırtı” var mıdır?

Tüm İK’cıların başucu kaynaklarından olan Dave Ulrich’in “HR from the Outside In” adlı kitabı İK’nın katma değer üretebilmesi için “iş”e nasıl bakması gerektiği yönünde bilgiler sunuyor. Profesör Ulrich İK profesyonellerinin kafasını kaldırıp, sadece kendi gündemlerine odaklanmak yerine şirketin gündeminin ve yaptığı işin farkına vararak İK gündemleri ile şirket gündeminin hizalanması gerektiğini vurguluyor. Katma değerin ancak İK dışı iş gerçeklerinin odağa alınarak İK içi uygulamalar geliştirilmesine bağlı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Burada akıllara şöyle bir soru gelebilir:

İK hiç mi içten dışa bir uygulama yapmayacak?

Bu sorunun cevabını Prof.Dr.Türker Baş veriyor:

“İMY (İşveren Marka Yönetimi) içten dışa doğru yönetilen bir süreçtir.”

Peki İMY nasıl içten dışa yönetilen bir süreç olarak tanımlanıyor? İşveren markası kavramının yaratıcısı Simon Barrow’un bu soruya cevabı şöyle:

“İşveren markası işverenin SÖYLEDİKLERİYLE değil, YAPTIKLARIYLA oluşturulur.”

Nasıl ki kötü bir ürün ile iyi bir marka yaratılamazsa şirket içinde iyi kurgulanmamış, ihtiyaçlara cevap vermeyen ve çalışanları memnun etmeyen İK uygulamalarıyla da başarılı bir işveren markası yaratmak mümkün değildir. Ancak başarılı şirket içi İK uygulamalarının da tek başına güçlü bir işveren markası yaratmak için yeterli olmadığını unutmamak gerekiyor.

İMY İnsan kaynakları yönetimleri için yeni sayılabilecek bir alan olmasına rağmen doğru yürütüldüğünde birçok açıdan işimizi kolaylaştıracak ve katma değer yaratabileceğimiz bir süreç. Prof.Dr.Türker Baş’ın “İşveren Markası” adlı kitabına yazdığı ön sözde Barrow şunları belirtiyor:

“Tüketici markası nasıl bir ürünün müşterilere sunumuna rehberlik ediyorsa, kurumsal marka organizasyonunun paydaşlarıyla olan ilişkierini yönlendiriyorsa, İşveren Marka yönetimi de, arzulanan iş tecrübesinin neyi hedeflediğine ve bu gerçekliğin nasıl duyurulacağına temel oluşturur.”

Başka bir deyişle işveren markası mevcut ve potansiyel müşterilerimize (yeteneklerimize/adaylarımıza) satabileceğimiz cızırtıyı yaratmamızı sağlar.