İK’cılar Dünyayı Değiştirecek

kulturel_zekaNasıl mı? İşte cevabı:

Birden fazla ülkede operasyonları bulunan çok uluslu şirketler, faaliyette bulundukları bütün ülkelerde çalışanlarını görevlendiriyor ve bu ülkelerde boş olan pozisyonları doldurmak için en iyi yetenekleri dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar bulmak için ellerinden geleni yapıyorlar.  Hal böyle olunca da çok kültürlü çalışma ortamları kaçınılmaz oluyor. Çok kültürlü ortamlar tek kültürlü bir ortamda yürütülen klasik insan kaynakları faaliyetlerinin uluslararası bakış açısı ile değerlendirilmesini ve dolayısıyla farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen çalışanların bu ortamlarda kendilerinden beklenen görevleri yerine getirebilmeleri için hazırlanmasını zorunlu kılıyor. Farklılıklar her ne kadar zenginlik olarak görülse de bu zenginliği yaratabilmek ve birbirine belki de hiç benzemeyen insanların ortak bir noktada buluşarak empati kurabilmelerini sağlamak için öncelikle çalışanların kültürel zekalarının geliştirilmesi şart.

Peki nedir bu kültürel zeka?

Kültürel zeka kavramı David C. Thomas* ile birlikte bir grup akademisyen tarafından ilk defa 2008 yılında ortaya atılmış. International Journal of Cross Cultural Management dergisinde yayınlanan makalelerinde akademisyenler kültürel zeka kavramını şöyle tanımlıyorlar:

kulturel_zeka_1‘Kültürel zeka kültürel üst bilişle bağlantılı, insanların çevrelerinin kültürel yanlarına uyum sağlama, bunları seçme ve şekillendirme bilgi ve beceri sistemidir.’

Gelin tanımda yer alan bilgi, beceri ve üstbiliş kavramlarına biraz daha yakından bakalım.

Bilgi kültürün davranış üzerinde nasıl bir rolü olduğuna dair genel bilgiyle birlikte çalışanın görev yaptığı ülkenin kültürel özellikleriyle ilgili genel bir bilgiyi ifade ederken, beceri açık fikirlilik ve yargılamama gibi algısal beceriler, esneklik gibi ilişki becerileri ve kültüre uygun davranışlar sergilemek gibi uyum becerilerini içeriyor. Bahsettiğimiz bilgi ve beceri ile şekillenen üstbiliş ise kişinin düşünce ve öğrenmesi konusunda bilgi ve kontrol sahibi olması şeklinde tanımlanıyor.

Yazarlar kültürel zekanın bu üç boyutunun ne şekilde işlediğine dair bir örneği de aşağıdaki gibi veriyorlar:

kulturel_zeka_2

Gelelim tekrardan dünyayı değiştirme meselesine.

Biliyorum ütopik olacak ama düşünsenize hizmet verdiğimiz kurumlardaki her bir çalışanın kültürel farklılıklara dair bilgi ve becerisi arttıkça ve bu bilgi ve beceri doğrultusunda geliştirdiği üstbiliş ile karşısındaki insanı kırmadan davranışlarını düzenleyebilme yeteneği güçlendikçe, farklılıklar bir çatışma noktası olmaktan çıkıp zenginlik fırsatına dönüşecektir. Ve belki de yaratacağımız bu dalga tüm dünyanın yaşamak için çok daha güzel bir yer olmasını sağlayacaktır.

*Thomas, D. C., Elron, E., Stahl, G., Ekelund, B. Z., Ravlin, E. C., Cerdin, J. L., Poelmans, S., Brislin, R., Pekerti, A., Aycan, Z., Maznevski, M., Au, K., Lazarova, M.B. (2008). Cultural intelligence: Domain and assessment. International Journal of Cross Cultural Management8(2), 123-143.
Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Response to İK’cılar Dünyayı Değiştirecek

  1. Vildan Çelik Kitiş dedi ki:

    Yazınız çok güzel Nazmi Bey tebrik ederim.Sizden bir ricam olabilir mi? Mobing hakkında ki düşüncelerinizi bilmek istiyorum. Bu konuya eğilirseniz çok sevinirim.Teşekkür ederim . Bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s