Bir önceki yazımda da belirttiğim üzere (yazıya ulaşmak için tıklayınız), Endüstri 4.0’ın ortaya çıkışına zemin hazırlayan fiziksel, dijital ve biyolojik alanlardaki gelişmeler ve 2025 yılında bizleri nelerin beklediği ile devam ediyoruz.
Akıllı fabrikaları mümkün kılan dördüncü sanayi devrimi, sanal ve fiziksel imalat sistemlerinin küresel planda birbirleri ile esnek bir şekilde iş birliği yaptığı bir dünyayı tanımlamaktadır. Ancak bu kavramı sadece akıllı ve bağlantılı sistemlerle ilgili görmek yeterli değildir. Kavramın kapsamı çok daha geniştir. Gen dizilemeden nanoteknolojilere, yenilenebilir enerjilerden kuantum bilgi işleme bir dizi alanda eş zamanlı gelişimler yaşanmaktadır. Dördüncü sanayi devrimini öncekilerden farklı kılan işte bu teknolojilerin iç içe geçip kaynaşması ve fiziksel, dijital ve biyolojik alanlarda karşılıklı olarak etkileşimidir.
Fiziksel alandaki teknolojik gelişmeler hali hazırda kullanılabilir olan ve hem hayata hem de sanayi üretimine dair birçok alışkanlığı kökten değiştirecek olan uygulamalardır. Özerk taşıtlar, 3 boyutlu yazıcılar, ileri robotik ve yeni malzemeler sadece hayatımızı teknolojik olarak değiştiren yenilikler olmanın ötesinde zenginliğin de yeniden tanımlanmasına neden olmaktadır. Örneğin 3D yazıcılar ile yapılan üretimde geleneksel üretimde yüklenilen yüksek kurulum maliyetleri bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir üründen 1 tane üretmekle 100 bin tane üretmek arasında birim maliyet açısından bir fark yoktur. Yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle ölçek ekonomisi gerektiren geleneksel imalata göre rekabet avantajı çok daha yüksektir. Benzer şekilde laboratuar ortamında üretilen ve dünyanın en dayanıklı maddesi olan grafen yeraltı kaynaklarına olan bağımlılığı azaltacak ve bu kaynaklar üzerinden zenginlik elde eden ülkelerin rekabet avantajını zayıflatacaktır.
Günümüzde dijital alanda internete sadece bilgisayarlar değil insanlar, makineler, doğal kaynaklar, üretim hatları, lojistik ağları, tüketim alışkanlıkları, geri dönüşüm süreçleri ve ekonomik ve sosyal hayatın her noktası sensörler ve yazılımlar vasıtasıyla bağlanmaktadır. Oluşan bu yeni dijital ağa nesnelerin interneti (Nİ) adı verilmektedir.
Biyolojik alanda bugün gelinen noktada gelişen teknoloji ile bir genomun dizilimi birkaç saat içinde ve 1000 dolardan daha düşük bir maliyetle belirlenebilmektedir. Sentetik biyoloji bize elde edilen bu verilerin kullanılarak DNA yazılmasına ve organizmaları özelleştirmeye olanak sağlayacaktır. Bu sadece insanlar üzerinde değil tarım ve biyoyakıtların üretimi üzerinde de önemli etkilere yol açacaktır.
Fiziksel, biyolojik ve dijital alandaki entegre gelişim ve değişimin hızı insanlık tarihindeki bütün önceki sanayi devrimlerinden çok farklı bir şekilde gelişen bir dönüşümü gündeme getirmektedir. Dünya Ekonomik Forumu Yazılım ve Toplumun Geleceği Üzerine Küresel Gündem Konseyi, 800 üst düzey yöneticinin katıldığı bir araştırma yürüterek iş liderlerinden bu oyun değiştirici teknolojilerin kamusal alana önemli ölçüde gireceği yaklaşık tarihi tahmin etmelerini istemiştir. Aşağıdaki tabloda bu çalışma kapsamında belirtilen beklentiler ile bu beklentilerin 2025 yılında gerçekleşeceğini düşünen iş liderlerinin oranı görülmektedir.
Bir sonraki yazıda dördüncü sanayi devrimi kapsamında yaşanması beklenen bu değişimlerin sosyal hayat üzerine etkileri ile devam edeceğiz.
Geri bildirim: ENDÜSTRİ 4.0 – Büşra Akbay