18. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de başlayan, 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupa ve Kuzey Amerika’ya yayılan sanayi devrimi, buhar enerjisinin üretimde kullanılması, beraberinde yine buhar enerjisi ile çalışan matbaa ve lokomotifler sayesinde meydana geldi.
Yaşanan sanayi devriminin üzerinden geçen yaklaşık 250 senenin ardından yenilebilir enerji, nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zeka, 3-boyutlu yazıcılar, bulut teknolojileri ve grafen gibi malzemeler yeni bir yönetim anlayışına ve üretim sürecine işaret ediyor. Bu paradigma değişimine verilen isim dördüncü sanayi devrimi ya da yaygın olarak kullanılan tabir ile Endüstri 4.0.
Dördüncü sanayi devriminin yapıtaşları ilk olarak Almanya’nın 2006 yılı Yüksek Teknoloji Stratejisinde ele alındı. İlerleyen dönemde, Almanya’nın 2010 yılı sanayi politikasında kavram ortaya atıldı ve 2012 yılında Alman hükümeti Endüstri 4.0’ı Yüksek Teknoloji Stratejisinin bir parçası olarak geleceğin en önemli 10 projesi arasına aldı.
Bugüne kadar dördüncü sanayi devrimi daha çok onu yaratan teknolojik gelişmeler ile ele alındı. Konunun sosyal boyutu, şirketler, çalışma hayatı, ekonomi, ülkeler, hükümetler ve en önemlisi insanlar açısından neler getireceği çok kısıtlı şekilde incelendi.
Bugün sizlere tanıtacağım Dördüncü Sanayi Devrimi adlı kitap konunun sadece teknolojik değil sosyal boyutunu da derinlemesine inceliyor. Kitabın yazarı Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Klaus Schwab.
Schwab dördüncü sanayi devrimi ile ilgili görüşlerini kitabın en başında şu sözlerle açıklıyor:
Akıllı fabrikaları mümkün kılan dördüncü sanayi devrimi, sanal ve fiziksel imalat sistemlerinin küresel planda birbirleri ile esnek bir şekilde iş birliği yaptığı bir dünyayı tanımlamaktadır. Ancak bu kavramı sadece akıllı ve bağlantılı sistemlerle ilgili görmek yeterli değildir. Kavramın kapsamı çok daha geniştir. Gen dizilemeden nanoteknolojilere, yenilenebilir enerjilerden kuantum bilgi işleme bir dizi alanda eş zamanlı gelişimler yaşanmaktadır. Dördüncü sanayi devrimini öncekilerden farklı kılan işte bu teknolojilerin iç içe geçip kaynaşması ve fiziksel, dijital ve biyolojik alanlarda karşılıklı olarak etkileşimidir.
Optimist Yayınları’ndan çıkan kitabı Zülfü Dicleli Türkçe’ye çevirmiş.
2025 yılında nasıl bir çalışma dünyasının bizi beklediğini merak ediyor ve İK’nın bugünkünden ne kadar farklı olabileceğine dair kafa yormak istiyorsanız bence geç kalmadan bu kitabı okumalısınız.
Bu arada ufak bir tanıtım. Kısa bir süre içinde dördüncü sanayi devrimi ile ilgili araştırma yazılarını da sizlerle paylaşıyor olacağım.
Keyifli okumalar.
Geri bildirim: Endüstri 4.0: Giriş |