Yeni yıl yazısı yazmak için özellikle 2016 yılının bitmesini bekledim. Amacım 2017 yılına en azından güzel bir başlangıç yapmak, bu enerji ile umutlu bir yazı yazmaktı. Ne yazık ki güzel başlamadı. Ama yine de iyi niyetimi, enerjimi ve umutlarımı yitirmemek ve güzel bir yıl olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Evet 2017 yılı da kolay olmayacak. Ülkemizin yoğun gündemine ek olarak birçok Avrupa ülkesinde sonuçları bizi de etkileyecek bir sürü seçim var. Amerika’da Trump başkanlık koltuğuna oturduğunda neler yapacağı merak konusu. Orta Doğu, İran ve Rusya denkleminde nerede olacağımız hala belirsiz. Dolar ve Euro aldı başını gidiyor. Tüm bunlara ek olarak Ramazan Bayramı’na kadar tatil de yok.
Özetle kısa vadede moralimizi düzeltecek bir hadise beklenmiyor.
Bu ruh hali içinde, iyi hissetmek adına kendime hatırlattığım bazı şeyleri sesli düşünüp sizlerle de paylaşmak istiyorum.
En karanlık gecenin bile bir sabahı vardır, yeter ki siz güneşi bekleyin.
En soğuk geçen kışın ardından bile gelen bir bahar vardır, yeter ki siz çiçekleri özleyin.
En yalnız hissettiğiniz anlar bir watsapp mesajı ile son bulur, yeter ki siz telefonunuzun sesini açmayı unutmayın.
En geç yataktan kalktığınız iş gününde servise yetişmek için koşturup nefes nefese kalmanızın bile bir faydası vardır, yeter ki 140’a çıkan nabzınız sayesinde vücudunuzun yağ yaktığını hatırlayın.
En kararlı başladığınız diyetin ilk gününde dayanamayıp yediğiniz çikolata bile masumdur, yeter ki o çikolatanın akşam koşu bandında 10 dakika daha fazla koşmak için size enerji vereceğine kendinizi ikna edin.
En yoğun iş günlerinin ardından bile bir tatil vardır, yeter ki siz parmak arası terliklerinizi hazır edin.
En kötü düşüncelerin bile aklınızdan çıkması çok kolaydır, yeter ki siz göbeğinizi dört bir yana şişirerek derin bir nefes alın ve o nefesi göbek deliğiniz belinize yapışana kadar geri verin.
Yeni yılınız kutlu olsun.