Gazi Mustafa Kemal yıllar süren mücadeleden sonra 28 Ekim 1923’te “Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyerek Türk tarihinde yepyeni bir sayfa açmıştır. ATATÜRK açılan bu yeni sayfanın Türk Milletine kazandırdıklarını 1933’te şöyle özetlemiştir:
“Cumhuriyet, Türk milletinin refah ve yükselmesi yolunda asırların görmediği başarılara erişti. Milletin eğilimlerini ve ihtiyaçlarını bularak ve öğrenerek onun refah ve gelişim gereklerini gerçekleştirmekte Cumhuriyetin az zamanda elde ettiği neticeler, Cumhuriyet idaresinin milletimize hazırladığı geleceğin daha ne kadar parlak olduğunu tahmin ettirmeğe kâfidir. Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyetin gelecek evlâtları, bizden daha çok refaha kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır”.
Atatürk’ün koyduğu muassır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefi ile Cumhuriyetin kazanımları sürdürülebilirlik kazanmıştır. Gazi’nin 1930 yılındaki medeniyet yorumu da hedefe ulaşmak için yapılması gerekenleri ortaya koymaktadır:
“Bence medeniyeti (uygarlığı) harstan (kültürden) ayırmak güçtür ve lüzumsuzdur. Bu nokta-i nazarımı izah için hars ne demektir, tarif edeyim. Bir insan cemiyetinin; a) Devlet hayatında; b) Fikir hayatında, yani ilimde, içtimaiyatta ve güzel sanatlarda; c) İktisadî hayatta, yani ziraatte, sanatta (endüstri, sanayi) ve ticarette; kara, deniz ve hava munâkaleciliğinde (ulaşımında), yapabildiği şeylerin muhassalasıdır.”
İK’cılar olarak, ATA’nın koyduğu hedeflere ulaşmak için ülkemizin ihtiyaç duyduğu yetkinliklerin gelişiminde ufak da olsa bir katkımız oluyorsa ne mutlu bizlere.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.