Fortune Türkiye dergisinin Mayıs 2015 sayısındaki bir söyleşiden aşağıda yer alan satırları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizce bu sözleri söyleyen kişinin şirket içindeki konumu nedir? Bir İK’cı mı yoksa başka bir departmandan mı? İşte söyleşinden küçük bir alıntı:

“…Burada çalışanlara belli bir sürenin sonunda, ajans ruhunu ve kültürünü aşılamaya çalışıyoruz.

“… öğrendiğimiz pratikleri en verimli şekilde sektöre aktardık. İK, performans yönetimi gibi konularda işimize yansıyan ve yararlı olacağını düşündüğümüz problemleri paylaştık. Öğretici olduk. İnsana değer veriyoruz çünkü ekip zekasından çıkan işler üretiyoruz.”

“Mükemmeliyeti ararken takım oyununa, insana odaklanıyoruz.”

“Doğru insanları bulmaya çalışmak en büyük işim.”

“Aslına bakarsanız son yıllarda reklam verenler, reklam ajanslarından daha fazla yol katetti. İK, teknoloji açısından kendilerini geliştirdi.”

“Farklı departmanlar kurup farklı insanları işe alarak pek çok deneme yaptık. Süreçleri tamamladık.”

“Takım oyunu ortaya koyup, yeni modellerle iş geliştiren kişilere ihtiyaç var. Gelecek ajans tipi ve tarzını tespit ettik. Ekibimiz, enformasyonları takip edip raporluyor. Anında mobil uygulama üzerinden filtreleyerek şirket içinde paylaşıyor. Anladık ki herkesi aynı anda güncellememiz gerekiyor.”

“2016 sonunda değişimimizi tamamlamış olacağız. 2016’da şirketimiz artık bu kriterlere uygun işe alım yapacak. Y kuşağı çalışan sayımız fazla olacağı gibi Z kuşağına yer açacağız.”

Bu sözler Effie Etkinlik endeksine göre dünyada dokuzuncu, Avrupa’da ise en fazla ödül alan TBWA/İstanbul Reklam Ajansının CEO’su Cem TOPÇUOĞLU’na ait. Söyleşinin konusu ise TBWA/Worldwide’da 50 ülke operasyonunun başına getirilen ve görevini İstanbul’dan yürütecek olan TOPÇUOĞLU’nun bu başarısını nasıl elde ettiği ve hedeflerinin neler olduğu.

Dikkat ettiyseniz satırlarda işe alım, değişim yönetimi, organizasyonel yapılanma, kültür yönetimi, Y ve Z kuşağı biz İK’cıların dilimizden düşürmediğimiz konular yer alıyor. Bu sözleri bir şirketin İK Direktörü söylemiş olsa beni şaşırtmayabilirdi. Ancak reklamcılık alanında dünya klasmanında başarılar elde ettikten sonra bu başarıyı getiren etkenleri anlatırken sözlerinin merkezine İnsan Kaynakları Yönetimini koyan bir CEO’nun bunları söylemesi, İK’nın üst yönetim tarafından benimsenmesi durumunda yaratacağı başarıyı ve katma değeri açıkça ortaya koyması açısından bence çok önemli.

Benzer örnekleri daha çok duymayı ümit ederek yazının tamamını okumanızı tavsiye ediyoum.