Yılın son ayları yeni yıl heyecanının yaşandığı, kırmızı rengin hayatımıza hakim olduğu, soğuk ve karlı havaları sevmeyenlerin bile kar yağmasını isteyebileceği ve herkesin yeni yılla beraber hayata dair yapılması planlanan değişikliklere kendisini hazırladığı güzel zamanlardır.
Ancak madalyonun öbür yüzünü çevirdiğimizde aynı zaman dilimi işyerlerinde sonsuz bir koşuşturmaca içinde planlama, raporlama ve bütçeleme döngüsünde geçen, herkesin bir miktar çıldırdığı, mesai saatlerinin uzadığı ve neredeyse yılbaşı akşamı yorgunluktan düşüp bayılacak hale geldiğimiz yorucu günlerdir de.
Her zorluğu fırsata çevirmeyi bilen biz İK’cılar için bu dönemler çalıştığımız kurumlara stratejik boyutta katkılar sunmanın da tam zamanıdır. Peki ama nasıl?
Hepimizin bildiği gibi yılın sonu yaklaşırken öncelikli olarak önümüzdeki bir senenin, takip eden yıllar da göz önünde bulundurularak, satış ve harcama hedefleri planlanarak bu hedeflere göre bütçeleme yapılır. Bu aylarda her zaman olduğundan daha çok “para” konuşulur ve harcanacak paranın getirisinin ne olacağı yönünde senaryolar hazırlanarak yönetim kurullarından onay alınmaya çalışılır.
Dikkatle hazırlanmış İK bütçeleri ile İK harcamalarının şirketin planlanan finansal sonuçlarına yapacağı etkiyi açıkça ortaya koymak için bütçeleme döneminden daha uygun bir zamanın kolay kolay yakalanamayacağını düşünüyorum. İlk olarak yapacağımız iş gücü planı ile en büyük İK bütçe kalemi olan ücret bütçesinin çalışan başına ciro ve kar, operasyonel işletme giderleri, operasyonel kar gibi çok temel finansal göstergeler üzerindeki etkisini kolayca ve net bir şekilde ortaya koyabiliriz.
Ayrıca işletmelerin uzun vade stratejilerinin de şekillendirildiği bütçe dönemlerinde İK yöneticilerinin bu tartışmaların içinde olması insan kaynakları planlaması için de çok büyük bir fırsattır. Özellikle geçmiş yılların verisini kullanarak yapacağımız projeksiyonlar ile İK yatırımlarının uzun vadede finansal sonuçlar üzerindeki etkisini gösterebilmemiz hem CEO’ların ellerini güçlendirecek hem de İK’nın yönetim masasındaki konumunu sağlamlaştıracaktır.
Her ne kadar insana dair olguların parasal büyüklüklerle ifade edilmesini çok doğru bulmuyor olsam da gerçek hayatta karar vericiler için en önemli parametrelerin finansal büyüklükler olduğunu göz ardı etmemiz mümkün değil. Bu nedenle, analitik yetkinliklerimizi etkin bir şekilde kullanarak hazırlayacağımız bütçemiz sayesinde üst yönetimin dilinden konuşarak yaratacağımız finansal etkiyi iş sonuçları ile görünür şekilde ilişkilendirdiğimizde şundan emin olabiliriz:
31 Aralık gecesi saat 12’de takvimler yeni bir yılı gösterirken parlak spot ışıkları ve tüm gözler biz İK’cıların üzerinde olacak.