Herzberg’in iki faktör kuramı (hijyen-motive edici faktörler) bütün İK’cıların çok iyi bildikleri motivasyon kuramlarından biridir. Hijyen faktörler (ücret, iş güvenliği, fiziki çalışma koşulları gibi) eğer işyerinde bulunmuyorsa bireyler için tatminsizlik yaratan unsurları ifade etmektedir. Bunların sağlanması, tatminsizliği azaltmakta, fakat kişinin tatminini arttırmamaktadır. Motive edici faktörler ise (başarı duygusu, tanınma gibi) çalışanların, motivasyon ve tatminin başlıca nedeni olarak belirttikleri unsurlardır. Buna göre çalışanların işte bu faktörleri açıkça görmesi ve hissetmesi tatmin ve motive olmalarına neden olmaktadır. Ancak hijyen faktörlerinin tersine bu faktörlerin yokluğu tatmin duygusunu hissedemese de tatminsizlik hissini de vermemektedir. Bu noktada şu soruyu sormak istiyorum: hijyen faktörü olarak görülebilecek bir unsurun başlı başına bir motivasyon aracı olması mümkün müdür?
Bu soruya kesinlikle “evet” cevabını verebileceğimi yerinde görmek üzere 18 Nisan sabahı 30 İK bloggerı arkadaşımla birlikte türkticaret.net’in İnsan Kaynakları Müdürü ve kendisi de bir blogger olan Seyhan Hanım’ın nazik daveti ile Bursa’da bir araya geldik.
Bu ofis, şirketin kurucusu ve CEO’su Murat Yankılar’ın bir hayalinin ve kendisi ile aynı heyecanı paylaşan yol arkadaşlarının emeğinin bir ürünü. Bir köşede sessizce kod yazmak isteyen yazılımcıya da, “açılın sahne benim herkes beni dinleyecek” kafasında bir Y kuşağına da yaratıcılığını sonsuz bir şekilde ortaya koyma fırsatı veren bir mekan.
Benim için tüm bunlara ek olarak türkticaret.net ofisini daha değerli kılan unsur ise bizi biz yapan değerlerin ve içinde yetişilen kültürün mekana yansıtılmış olması. Bursa’ya dair ne varsa (teleferik, koza, Mudanya ve şehrin dar ama samimi sokakları) ofiste birer çalışma ortamına dönüşmüş. Proje ofislerinin ortasına konumlandırılan ay-yıldız ise bu topraklardan da dünya çapında bilişim firmalarının çıkabileceği özgüvenini veriyor insana.
“Teleferikte bir 5 çayı içelim, kozada sohbet edelim, yelken ofiste deniz havasını hissedelim” diyerek bizleri ofislerine davet eden Seyhan Koçak’a misafirperverlikleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Geri bildirim: IK Bloggerı Nazmi Bosca’nın yazısı | Seyhan Koçak