Journal of Applied Psychology iş ve örgüt ortamındaki uygulamalı psikoloji araştırmalarının yayınlandığı en önemli bilimsel dergilerden biridir. İnsan kaynakları uygulamalarının bilimsel arkaplanına ilişkin birçok makale bu dergide yayınlanmıştır. Bugün sizlerle bu dergide yayınlanmış bir makaleden bazı kısımları paylaşmak istiyorum.
…Her firma için istikrarlı bir istihdamın ilk şartı sürekli ve yeterli iş başvuru arzının sağlanmasıdır. Bu sayede oluşan pozisyonlar için uygun bir seçim yapılabilir.
…En iyi adamlar şartlar elverdiğinde çalışacakları yerleri seçerken çok dikkatli davranırlar. Bu kişiler reklamlardan daha çok hali hazırda o işletme çalışanların söylediklerinden etkilenmeye meyillidirler. Reklamlar hatırı sayılır sayıda insanı çekseler de bunlar istikrarsız olarak adlandırılan sınıftan olmaya ve hiçbir şekilde çalıştırılmak istenmeyecek kişiler olmaya meyillidir.
Buradan da anlaşılacağı üzere işyeri öncelikle fiziksel ve zihinsel olarak rahat bir yer olmalıdır. Güzel, iyi ışıklandırılmış binalar, işin elverdiği ölçüde temiz, iyi havalandırılmış, kışın sıcak, yazın serin, üretimin devamı için yeterli miktarda makine ve teçhizatın bulunduğu, ustabaşı ve yöneticilerin davranışlarında nazik ve adaletli olduğu durumlar bir işyerini çekici kılar. Ancak bir işyerinde çalışanların birbirleriyle ve yönetimle olan iletişimi sadece iş ile ilgili konulardaysa her iki tarafın da birbirleri hakkında yanlış intibalar edinme tehlikesi doğar. Bu durumu ortadan kaldırmak için işyerindeki demokrasinin açıkça belli olacağı yarı-sosyal aktivitelere ihtiyaç vardır. Departmanlar arası top oyunları, uygun bir şekilde itinayla düzenlenmiş dans partileri, yönetim ve ofis çalışanlarının üretim çalışanları ile kaynaşacakları piknikler iş başvurularının sayısını ve başvuranların kalitesini doğrudan artırarak değer yaratacak, yarattığı değer de bahsedilen uygulamaların maliyetinin göz ardı edilmesini sağlayacaktır.
…Ne yazık ki tüm çabalarımıza rağmen adamlarımız bizi terk ediyor ve bu akışı azaltmak için giden insanların neden bizi terk ettiklerini ve bu soruna çarenin ne olduğunu bulmak gerekli hale gelmiştir. Bunu başarabilmek için sadece ilgili ustabaşının giden kişinin neden gittiğine dair fikrini bilmek yeterli değildir. Yapmamız gereken giden kişilerle onların şahsi meselelerini irdeleme niyetinde olmadığımızı sadece kendisinin ve geride kalanların refahını samimiyetle önemsediğimizi belirtecek şekilde mülakatlar gerçekleştirmektir. Tüm bunların ötesinde ayrılan her kişi, mümkün olduğunca, bunu ağzında güzel bir tat kalarak ve şirketin kendisine olması gerektiği gibi davranılması için tüm çabayı gösterdiğine inanarak yapması gereklidir.
Görüldüğü üzere makalede modern insan kaynakları yönetimine ilişkin stratejik yetenek kaynağı yaratma, işveren markası yönetimi, çalışan deneyimi, bağlılık, çıkış mülakatları gibi birçok konuya değinilmiş. Bu satırlar size çok sıradan ve herkesin bildiği konular gibi geliyor olabilir. Ancak makalenin yayınlanma tarihinin 1917 olduğunu belirtsem belki fikriniz biraz değişebilir.